Yandex Metrica
Bulutlu
32İstanbul
Bulutlu
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
%0.38
BIST 8.834
%0.18
Dolar 32,230
%0.39
Euro 34,999
%0.82
Altın 2.271,840
REKLAM

Bu hafta vizyona girenler! Bunu okumadan gitmeyin

1011 defa okundu Video Galeri kategorisinde, 11 Temmuz 2014 - Cuma - 16:29 tarihinde yayınlandı
Bu hafta vizyona giren filmler, ülkemizde gösterilen filmlerin gişe hasılatları, Hollywood yıldızlarının hayat hikayeleri...

Maymunlar Cehennemi Şafak Vakti
Genleri değiştirilmiş, isyancı maymun Caesar’ın kaçışının üzerinden on sene geçmiştir. Genetik evrim geçirerek daha da zekileşen Caesar, kendisi gibi oldukça akıllı olan diğer maymunlarla birlikte büyük bir maymunlar ordusu kurmayı başarmıştır. Caesar’ın önderlik ettiği bu maymunlar 10 yıl öncesinde yayılan ölümcül bir virüs salgınından kurtulmayı başaran bir grup insanla karşı karşıya gelir. Ve her iki türün de tek bir amacı vardır, yeni dünya düzenini oluşturan ve söz sahibi olan tür olmak!

Yönetmenliğini Matt Reeves’ın üstlendiği filmin senaryosu ise Rick Jaffa ve Amanda Silver’a ait. Başrol Andy Serkis’in yanı sıra bu filmin kadrosunda Jason Clarke, Gary Oldman, Keri Russell, Toby Kebbell, Kodi Smit-McPhee, Enrique Murciano, Kirk Acevedo, Karin Konoval ve Judy Greer yer alıyor.

Ayin (The Sacrament)
Kayıp bir kıza ulaşma sürecini belgesele alan iki araştırmacı, bu süreçte bir köy kırsalın da gizli bir tarikat ile karşılaşır. Hiç beklenmedikleri kadar iyi ağırlanınca tarikatın içinde belgesele devam eden Jake ve Patrick, tarikatın gerçek yüzünü keşfettiklerinde iş işten geçmiş olacaktır…

Bela
Kendilerini toplumdan tamamen soyutlayan bir topluluğun üyesi olan Camiel Borgman, toprağın altında insanlıktan uzak bir ritüelde yaşadığı gizli evinin yabancılar tarafından keşfedilmesi sonrasında ormanı terk eder. Borgman, uzun zaman sonra ilk kez yollara düşer ve gördüğü ilk evin kapısını çalar. Varlıklı bir aileye ait olan ev, kendini bir şekilde kabul ettirmeyi başaran bu beklenmedik misafirin gelişiyle esrarengiz ve ürkütücü olaylara ev sahipliği yapmaya başlar. Borgman arkadaşlarının da yardımıyla alışılmadık yöntemlerle düzenin parçası olan her şeyi ele geçirmeyi başararak olağandışı bir sistem kuracaktır.

Sıradışı konu ve atmosferleriyle Alex van Warmerdam’ın yazıp yönettiği ‘Bela’nın başrollerini Jan Bijvoet, Hadewych Minis ve Jeroen Perceval paylaşıyor.

İlk Görüşte Aşk
Pierre uzun yıllardır evli, iki çocuk babası başarılı bir avukattır. Ailesiyle mutlu bir hayat sürdürdüğünü düşünürken, bir gece kulübünde Elsa adında çekici bir kadın ile karşılaşır. Elsa eşinden yeni boşanmış, iyi bir yazardır. Elsa da Pierre’den ilk görüşte etkilenir ve aralarındaki çekime engel olamazlar. Görüşmeme kararı alsalar da, aşıklar için bu çok da mümkün olmayacaktır… Son asla gelmez! Fransız yapımı dramatik aşk filminin yönetmenliğini, en son 2006 yılında Ne kadar güzelsin adlı filme imza atan yapımcı, yönetmen ve oynucu Lisa Azuelos üstleniyor. Filmde başrolleri ise Sophie Marceau ve François Cluzet paylaşıyor.

İnce buz, Kara kömür
1999 yılında Çin’in kuzeyindeki küçük bir kasabada akıl almaz cinayetler işlenmeye ve korkunç ceset parçaları ortaya çıkmaya başlar. Soruşturma dahilinde şüphelileri sorgulamaya başlayan polisler kanlı bir olay sırasında hayatını kaybeder. Hayatta kalan tek polis memuru Zhang Zili görevinden uzaklaştırılır ve bir fabrikada güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başlar. Aradan beş yıll geçtikten sonra ise eski bir çalışma arkadaşının da yardımıyla soruşturmayı tekrar başlatmaya karar verir. Ancak bu kez görevde tek başınadır. Tüm kurbanların, temizlik işinde çalışan bir kadınla bağlantılı olduğunu çözer ve işler yolunda gitmektedir. Ancak Wu Zhizhen’e aşık olmasıyla başlayan süreç, korkunç bir gerçeği keşfetmesine neden olur.

Yi’nan Diao’nun yönetmenliğini yaptığı polisiye türündeki film, 2014 Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı ödülüne layık görüldü.

Motel
Kiralık katil olarak çalışan Jack, camiada oldukça saygı duyulan ve herkesin korkulu rüyası suç patronu Dragna’nın sağ koludur. Aldığı yeni işin bir parçası da Dragna’ya oldukça tenha bir motelde, içinde ne olduğu anlaşılmayan bir valizi teslim etmektir. Çantanın içinde ne olduğunu görmesi mümkün değildir. Durum gittikçe zorlaşır, olay yalnızca bir çantanın transferinden çıkar, çünkü Jack motelde yalnız değildir. Gizemli bir şekilde ortaya çıkan Rivka adlı kadın, Jack’in kaldığı yere sığınır. Ondan hemen sonraysa Rivka’nın peşine düşen satıcısı olan adam ve ikili oynayan polisler kapıya dayanır. Jack için artık olan biten bir ölüm kalım mücadelesine dönüşür. Ve Dragna’nın motele ayak basmasıyla, iş tamamen kontrolden çıkar.

Pıtırcıklar tatilde
Çocuk ruhunu, saflığını bozmadan yine onların eğlenmesine ve keyifli zaman geçirmesine yönelik işler ortaya koymak zor zanaat. Hem eğlendireceksiniz, hem sıkmayacaksınız hem de mümkün mertebe ‘iyi’ mesajlar veriyor olacaksınız; bunların yanında bir de çocuğu elinden tutup sinemaya getiren ebeveynleri yakalamayı bileceksiniz! İşte bu hafta çocuk-aile filmleri kontenjanından vizyona giren devam filmi Pıtırcık Tatilde tüm bu soruların cevabını ‘Evet!’ olarak veren bir yapım.

Fransız çizgi roman yazarı René Goscinny ve onun yarattığı karakterleri resmeden Jean-Jacques Sempé’nin Asteriks ve Red Kit’ten sonra en yaygın biçimde bilinen karakteri “Le Petit Nicolas” yani bizdeki çevirisiyle, “Pıtırcık”, yeni maceralarıyla sinemalarımıza konuk oluyor. İlki 2010 tarihli Pıtırcık filminin ardından bu sefer sevimli karakterimiz yaz tatiline giriyor ve soluğu ailesiyle birlikte deniz kenarında alıyor. Burada çabucak yeni arkadaşlar edinen Pıtırcık, bir yandan okulda çok hoşlandığı ve ‘evlilik’ hayalleri kurduğu Sırma’ya mektup yazmayı da ihmal etmiyor. Hikayenin hemen hemen tamamı bu deniz tatilinde yaşanan keyifli olaylardan oluşurken, çok akıllıca ve dengeli olarak kurulmuş senaryo, seyircinin kartpostalvari görüntüler karşısındaki seyir zevkini katlıyor.

Öncelikle geçtiği dönem, yani 1950-60’lı yıllar itibariyle filmin, günümüzde tam bir çılgınlığa dönüşmüş olan ‘Retro’ akımını bizzat yaşattığını söylemek gerek. Sırf dönemin modası, kıyafetleri, aksesuarları, yaşayış biçimi, pastel renkleri ve aynı yılların getirdiği kimi ‘bozulmamışlıkları’ görmek için bile izleyebilirsiniz. Bu anlamda film bizde yakın zamanda vizyona giren Zaman Makinesi 1973 filminin ruhunu taşıyor. Diğer yandan çocukların saf masumiyetleri, en zararlı olabilecek planları kurarken ki acemilikleri yüzünüzü güldürüyor. Yönetmen koltuğunda Laurent Tirard’ın oturduğu filmi seyrederken Wes Anderson’ın Moonrise Kingdom’ına gitmemeniz imkansız. Küçük çocukların aşkı, büyüklere baş kaldırmaları hatta onları oyunlarıyla alt etme becerileri, bu afacanları her an affetmenize neden oluyor. Filmin sürekli ağlayan karakteri Ağlak’a bile kızacak neden bulamıyorsunuz.

Ayrıca yönetmen Tirard’ın yanı sıra Grégoire Vigneron’un da imzası olan senaryo o kadar dengeli dağıtılmış ki, başroller Pıtırcık başta olmak üzere bu haşarı çocuk ekibinde gibi görünse de, filmde yan karakterlere kadar dağılmış harika bir hikaye bütünlüğü var. Hiçbiri süs değil, senaryonun akışı bir kez gördüğünüz karakteri unutmanıza izin vermiyor; mutlaka 15 dakikada bir yeni bir sahne ya da planla olay bütünlüğü, filmin akışı korunuyor. Velhasıl filmde ne karakterler sıkılıyor, ne de seyirci. Hal böyle olunca filmin finaline doğru gelen, karanlık ormana yürüyen maskeli balo ekibi ve kostümlerle yapılan Napolyan’dan Marie Antoinette’ye pek çok gönderme, seyir zevkinizi katlıyor. Filmin pek çok anında Audrey Hepburn’den, dönemin ünlü İtalyan yönetmenlerine kadar sinema tarihindeki çeşitli kült isimlere gönderilen selamları yakalamak mümkün.

Filmin oyuncu kadrosunda en iyi bildiğimiz isim Valérie Lemercier olsa da, başkarakterlere hayat veren Kad Merad, Dominique Lavanant, Bouli Lanners ve Judith Henry üstlerine düşeni layıkıyla yerine getiriyorlar. Hiçbir karakterde yapmacıklık, oturmamışlık yok gibi. Tabii rolün hakkını sonuna kadar veren Pıtırcık’ı yani Mathéo Boisselier’i es geçmeyelim. Küçük yaşına rağmen filme oldukça iyi uyum sağlamış, dahası çılgın arkadaş ekibiyle, sanki onları deniz kenarına tatile götürmüşsünüz de kamerayı gizlice kurup çekmişsiniz gibi rahat ve uyumlular. Filmin çocuk oyuncu koçu Julie David ‘i tebrik etmek gerek.

Son bir kelam da filmin Türkçe dublajı için kadrosu için edelim. Filmin aynı zamanda seslendirme yönetmeni de olan Canan Yüksek, dublaj çevirisini aslına uygun biçimde ve minik seyircilere uygun olarak kotarmış. Orijinalinde de herhangi bir şekilde küfür, argo olmadığını tahmin ettiğim filmin dili minik seyirciler için kusursuz. Dahası Engin Alkan, Betül Arım, Levent Ünsal ve Bahtiyar Engin gibi kulağımızın aşinası olduğu sesler seyirciyi filme anında adapte eden unsurlar olarak karşımıza çıkıyor.

Sonuç olarak Pıtırcık, bu sıcak yaz günlerinde evde sıkılan minikleri filme götürmek için vizyondaki en iyi alternatiflerden biri olarak devam filmiyle sinemalarda.

Yetenek Avcısı
Daha ziyade United States of Tara, My Generation ve Trooper gibi televizyon işleriyle tanınan Craig Gillespie’nin yönetmenliğini üstlendiği biyografik uyarlama Yetenek Avcısı (A Milliondolar Arm) yarından itibaren Türkiye çapında 33 kopya ile vizyonda olacak.

Tek bir çıkış yolu kalan ünlü menajer Jeff Bernstein rolünde Jon Hamm’ı izleyeceğimiz film, beysbol oyuncusu olarak yetiştirmek üzere Hindistan’daki kriket oyuncularının peşine düşen bir spor adamının öyküsünü konu alıyor. Kadroda Hamm’a Alan Arkin, Suraj Sharma, Madhur Mittal ve Aasif Mandvi de eşlik ettiği film aynı zamanda ülkesinden fersah fersah uzağa düşmüş genç sporcuların bambaşka bir ülkeye adapte olmaya çalışırken yaşadıkları sorunlara da ayna tutuyor..

Yurt dışında büyük beklenti yarattıktan sonra eleştirmenleri ikiye bölen yapım, bir spor filmi olması açısından başarılı ve etkileyici olarak niteleniyor.

Önceki haberSonraki haber

Yorum yaz

Merhaba bu habere ilk yorumu yapabilirsiniz.