Haberiz İnternet Gazetesi

Folklor, bir toplumun sanatını, gelenek ve göreneklerini, alışkanlıklarını, törelerini, yaşayış biçimini inceleyen ve elde edilen bilgileri tasnif eden, dünyadaki diğer topluluklarla karşılaştıran bilimdir.

Dar anlamıyla folklor, halk bilgisi manasına gelir. Folklor manevi kültür ürünlerimizin toplamı olup folklorun esas ilgi sahasını efsane, adetler ve halk inanışları teşkil eder.

Türk milleti, folklor ve kültürü en çok önem verdiği değerler arasında tutmaktadır. Tarihe şekil veren devletler değil milletlerdir. Devletleri de meydana getiren milletlerdir.

Bu da bir milletin geçmiş değerlerini, folklor ve kültürünü muhafaza edip ayakta kalmalarına bağlıdır. Mehmet Kaplan, “Türk kültürünün zenginleşmesini, eski kaynaklarla beslenmesini istemeyenler, Cumhuriyet öncesine karşı savaş açmışlardır.

Hayran olunan Avrupa kültürü kendi tarihi eserlerinin yorumlanmasından, işlenmesinden çıkmıştır. Bizim kültürümüz bilinmeyen bir meçhuller ülkesidir.”2 ifadeleriyle bu konuda milletçe zayıf olduğumuzu dile getirmektedir.

Ziya Gökalp’in dili kültürün temel unsuru saydığı gibi folkloru da bir milletin duygu ve düşünce kaynağı olarak görebiliriz. Hem de nesilden nesile akıp giden kaynaktır. Aslında sosyal hayatın ürünü olan folklorun, sosyal hayat ile yaşatılması sağlanır. Folklor, esen bir rüzgar gibi, içinden geçtiği her beldeden bazı unsurlar alır ve bazı unsurlar bırakır.

1 Mehmet Özbek, Folklor ve Türkülerimiz, İstanbul 1975, s. 13.

2 Mehmet Kaplan, Kültür ve Dil, İstanbul 1975, s. 199.

****************************************************************************************************

Tarihci arkadaşlarimiz Alperen ERYILMAZ ve Tarihçi Talha GÖNÜLALAN tarafından yazilmiş bir yazidir. alıntı yapılmadan ve yazarlarin isimleri yazilmadan kopyalanamaz/yayinlanamaz.