Yandex Metrica
Bulutlu
32İstanbul
Bulutlu
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
%-0.5
BIST 9.795
%0.14
Dolar 32,560
%0.12
Euro 34,706
%0.2
Altın 2.437,760
REKLAM

Ahmet Kural ve Murat Cemcir’in tanışma hikayesi!

818 defa okundu Medya kategorisinde, 27 Haziran 2014 - Cuma - 15:29 tarihinde yayınlandı
Dizi ve sinema sektörünün özgün ikilisi Ahmet Kural ve Murat Cemcir, GQ Türkiye’nin temmuz sayısına konuştu...
Ahmet Kural ve Murat Cemcir’in tanışma hikayesi!

Türk izleyicisinin hayatına ‘Düğün Dernek’ filmiyle giren, ‘İşler Güçler’ dizisiyle geniş hayran kitlesine ulaşan, ‘Düğün Dernek’le gişe rekoru kıran ve ‘Kardeş Payı’ dizisinde iki mucit kardeşi oynayan Ahmet Kural ve Murat Cemcir, GQ Türkiye’nin temmuz sayısı için Ebru Çapa’ya kendilerini anlattı.

Tanışma Hikayeleri
Ahmet Kural: Kaderle ilgili bir durum vardı. Başta birbirimizi hiç sevmedik. Yine birtakım oyuncu tripleri vardır, “Ben odada tek kalırım” falan… Ama işte ben de odada tek kalamamışım, o da tek kalamamış; Allah bizi o gün aynı odada yatırdı. Ben onunla konuşmuyorum, o benimle konuşmuyor, tavana baka baka geçti o gece öyle. Ertesi gün de derhal ayrıldı odalar.

Sonraki dönem Selçuk’un (Aydemir) ‘Ramazan Güzeldir’ diye bir işi oldu TRT’de, Murat da onun başrollerinden birinde. Sırf onu kazanabilmek için, “Gelirim” dedim.

Selçuk’u da o dizide tanıdım. Ve bana ilk defa bir yönetmen, “Ne yapabilirsin?” diye sordu bir sahne için. “Vallaha mı?” dedim. Yüz bulunca, dağıttım diziyi. Öyle olunca da tak diye ‘Çalgı Çengi’yle geldiler hemen akabinde. Komedi falan istemiyordum hiç; “Hayır” dedim.

“ÇALGICI DEĞİLİM”
Murat Cemcir: “Ben çalgıcı değilim, çengi hiç değilim” dedi…

A. K.: Aynen. Fakat yaptık sonunda. Ben anca setin üçüncü günü ikna oldum ki, çekim sürecinin toplamı altı gün zaten.

‘Çalgı Çengi’den sonra, ‘Üsküdar’a Giderken’ diye bir iş yaptık. Dizi yayından kaldırılınca ‘Meslek Hikayeleri’ projesiyle geldi Selçuk. Tek derdimiz, mizah dolu bir belgesel yapmak… Kanal kanal gezdik, kimse almadı ‘Meslek Hikayeleri’ni. İyi ki de almamış. Sonra Selçuk, “Abi ben bu projeyi satamama hikayemizi yazayım mı?” dedi. ‘İşler Güçler’ öyle çıkmıştır.

O DİZİ BİTMELİYDİ
Toplum olarak, her şeye üç aşamalı yaklaşıyoruz. Birinci aşamada, mesela salaş bir mekan, sadece bize özel bir yer bulduğumuzda filan; o bizi çok mutlu ediyor. Sonra bu ikinci aşamaya taşınıyor, bu bilgiyi insanlarla paylaşıyoruz. Üçüncü aşamada, orası artık daha bilinen bir mekan olduğunda da ilk keşfedenler, artık oraya gitmemeye başlıyor. Toplumumuzun sevgi algılayışı bence böyle.

Dolayısıyla ‘İşler Güçler’ herkesin sevdiği bir iş olmadan, bizim onu bitirmemiz gerekiyordu. Onun motivasyonuyla ‘Düğün Dernek’i yaptık, seyirci de karşılığını verdi.

Bize hep şu söylenirdi: “Abi sizin yaptığınız işler çok niş…” (dar kitleye hitap eden) Sokakta yaşadığımız şey, insanların tepkilerinden gördüğümüz, hiç öyle değil halbuki. Yaş grubu, sosyal statü, şu, bu… Onu birebir sokakta gördüğümüz için biz de anlamıyorduk; niye niş olarak adlandırıyor ki bizi yapımcılar veya gazeteciler, televizyoncular?

‘Düğün Dernek’i o yüzden yaptık. Belki ‘Çalgı Çengi 2’yi yapsaydık, böyle olmayabilirdi. Öyle bir film yapalım ki her saniyesinde güldürelim istedik. Çünkü biz de böyle filmler izleyerek büyüdük. Uzun zamandır bir ekip gelmedi ki; alsın sinema seyircisini, kucaklayıp bir sürü film üretsin. Biz oraya talip olmuşuz, kaderin bize en büyük oyunu buymuş. Bunu çabuk anladık ama hemen de kabul ettik üstelik…

‘KARDEŞ PAYI’ MESAJI
Murat Cemcir, “Petrol, özellikle bizim coğrafyamızda insanların ölmesine sebep olan bir şey. Bizim dizisimiz diyor ki, “Arkadaşım petrol var, evet; petrolden bir sonra elektrik var. Borla çalışan bir motor yaparsak; dünyayı değiştirebiliriz. İnsanlar birbirini öldürmesin diye motor yapan iki kardeşin hikayesini anlatıyoruz biz ‘Kardeş Payı’nda.

Çok ulvi, çok anlamlı bir hikaye aslında. Yani ben de pankart alıp gezebilirim, ben de Twitter’dan 100 bin tane şey yazabilirim ama pozisyonum itibarıyla benim onu senaryoyla, her eve girip televizyonla anlatıyor olmam lazım.”

BİZİM İŞİMİZ GÜLDÜRMEK
Ahmet Kural, valla biz hep bir aradayız. Sıkılmıyoruz birbirimizden. İkinci-üçüncü şahısların bizi üzmesine, kırmasına müsaade etmiyoruz, direkt çıkarıyoruz hayatımızdan. Bu işi yaparken vücut iklimimizi değiştirecek, zekamızın başka bir yere gitmesine sebep olacak insanların, olayların, durumların hayatımızda olmamasına dikkat ediyoruz. Kendimizi korumaya çalışıyoruz. Bizim işimiz güldürmek üzerine.

Murat Cemcir, bir bölüm drama yaptık; ‘Kardeş Payı’ndaki babanın öldüğü 14’üncü bölüm; tek bir şakası yoktur. Evde izliyoruz 8-10 kişi, herkesin gözleri doldu. Bir saat onu seyrettikten sonra kötü oldum, kahroldum düpedüz. İnsanları üzdüğümde üzülüyorum, fıtratımda yok benim yani. ‘Bizden bir drama çıkarsa ne olur’u görmek istiyorduk, tamam gördük de ama bana yetti yani, bir daha yapmayalım dedim; ben yapamıyorum yani.

Önceki haberSonraki haber

Yorum yaz

Merhaba bu habere ilk yorumu yapabilirsiniz.